bugün
- ezgi mola9
- 18 nisan 2024 fenerbahçe olympiakos maçı61
- erdal beşikçioğlu'nun öğle yemeği9
- annem baban uğur dündar dedi9
- fenerbahçe taraftarı8
- assembly kodu14
- kuva'i milliye ne ise hamas da o dur21
- erken seçim11
- cengiz ünder'in bıyığı10
- junkman12
- ali koç8
- fenerbahçe14
- arda güler16
- altıncı filoya karşı namaz kılmak12
- uludağ sözlük discord grubu10
- yazarların en rum özelliği21
- motorcu fırlama hafif demir demirkan tarzı yazar13
- erdoğan'dan sonraki başkan20
- sexting haram mıdır22
- ismail kartal19
- konstantinos tzolakis9
- sözlük kızlarının elleri şuan napıyor sorunsalı10
- sadece sennn13
- türkiyede bütün yiyecek fiyatları aşırı fahiştir17
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti12
- eybırın manyağı kıskanması14
- kadın ayağı kokusu11
- mehmet şimşek'in türk milletine yerel halk demesi8
- evlenmek istememek ama yalnızlıktan da sıkılmak10
- erkeklerin bir kere küsünce geri barışmaması18
- flörtlerinizin ortak özellikleri21
- anın görüntüsü17
- beni seviyor musunuz8
- görümceniz sizi engellese ne yaparsınız13
- çok fazla çirkin erkek olması11
- anksiyete psikolojik değil fizyolojik bir sorundur11
- bacaklarımdan tahrik olan kız olduğunu sanmıyorum14
- yazarlardan parfüm önerileri14
- letthe8
- manyak olmaya karar verdim8
- ebbırı top gibi sektirme yarışması19
- sokakta kadın döven araplar12
- sözlükteki fosiller24
- netflix'in pkk lıyı başrol yaptığı dizi11
- 56 yıldır hiçbir kadınla iletişim kurmayan adam12
- nervio'nun kedileri sokağa salmak10
- ekonomi kötü diye güzellikleri yok saymak11
- artık kızlara bakmıyoruz kampanyası25
- kitaplarda geçen can alıcı cümleler8
- mastır çeşitleri8
entry'ler (50)
evet öyledir. insanın x bir dine nefret ettiğini belirtmesiyle aynıdır. ben islamı sevmiyorsam rahatça islamı gibeyim diyebilmeliyim, bu benim özgürlüğümdür. senin zoruna mı gidiyor? gıcık mı oluyorsun ? bana ne. bir şeyin suç olup olmaması bunla ölçülürse o zaman futbol takımlarına laf etmek de yasaklansın. fenerlilerin beşiktaşa sövmesi de benim zoruma gidiyor, sinirleniyorum ee napalım beşiktaşa hakaret suçu mu gelsin? ayrıca neyin hakaret olup olmadığına kim ve nasıl karar veriyor? ben muhammedin pedofil olduğunu düşünüyorum ve inandığım bu gerçeği dile getirdiğimde bunun ismi y bir kişiye göre hakaret oluyor ama bence hakaret değil. psikolojik şiddet dersen bunu neyle belirliyorsun? şişman birisine, kısa birisine şaka yapmak, dalga geçmek de psikolojik şiddet o zaman bunlar da suç olsun. üstüne bir de eğer hakaret suç ise o zaman islamın, kuranın da yasaklanması gerekir. kuran kitabının içerisinde gayri-müslimlere necis deniliyor bence bu hakaret, yahudilere lanetli deniliyor bence bu da ırkçılık.
not: benim islama veya birisinin annesine sövmem o kişinin hiçbir özgürlüğünü kısıtlamıyor.
not: benim islama veya birisinin annesine sövmem o kişinin hiçbir özgürlüğünü kısıtlamıyor.
şikeli bir sezon olmasaydı muhtemelen fener şampiyon olurdu.
Kullandığı bilgisayardan şikayetçi olan kişilerin çoğunda (neredeyse %90) gözlemlediğim sorundur. Adam bilgisayarın içine etmiş ama derdini anlatınca markanın, modelin anasına abradına sövüyor. Hangi markayı, hangi modeli kullanırsa kullansın bilgisayarı aynı sorunları yaşamaya kendisinin zorladığının farkında değil. Daha bilgisayara indirip sonra sildiğini zannettiği programları, oyunları silmeyi becerememiş, 5 yılda bir kez bile windows güncellemeyi yapamamış, bilgisayarı mal mal programlarla doldurmuş, virüsleri doldura doldura yıllardır kullanmış ama sonra markaya, modele sövüyor. Daha ekran parıltısını bile düzenleyemiyor ama 6 yıldır kullandığı laptoptan şikayetçi.
kali linux kullanıcısıysanız tercih edebileceğiniz en iyi laptop Acer aspire e-15'dir. Yazılım dünyasında da en fazla tercih edilen markalardandır.
Oyuncular için önermem ama yazılımcılar, hackerler için genellikle başarılı laptoplar üreten bir marka.
Oyuncular için önermem ama yazılımcılar, hackerler için genellikle başarılı laptoplar üreten bir marka.
genellikle fakir ülkelerin fakir ailelerinin neden olduğu bir olay. fazla çocuk yaparlar ama o çocuklara da güzel bir hayat sunamazlar. hindistan gibi ülkelerde bu zararlı artım doğanın da mahvolmasına, insanların hayvanların yaşam alanlarını işgal etmesine ve bu hayvan türlerinin de yok olmasına neden olan bir olaydır. (bkz: sen gel jaguarın dedesinin babasının yaşadığı ormanı kes köy yap sonra köye jaguar girdi haberleri diye okuyalım)
14.yüzyılda iskoçların kendilerinden yaklaşık 3 kat daha fazla asker sayısına sahip olan ingiliz ordusunu yendiği meydan muharebesi. Savaştan 1 gün önce iskoç kralı ve ingiliz 1 şövalye arasında düello gerçekleştiği de söylenir.
iskoç kralı robert bruceün savaş stratejisindeki uzmanlığı ve ingiliz kralı II. edwardın ise strateji bilgisinin çöp olması savaşın sonucuna en büyük etken olmuştur. robert bruce`ün az sayıda olan iskoç süvarilerini tam zamanında ingiliz okçularının üzerine yollaması ve ormanda sakladığı birlikleri tam zamanında savaşa sokması galibiyeti getirmiştir. Robert bruce hem verdiği komutalarla ordusunu yönetip hem de kendisi elinde baltayla meydanda savaşırken II. edward ise verdiği vasat komutaların ardından arka sırada sadece ordusunun yenilgisini izlemekle ve ordusu yenildikten sonra zar zor canını kurtarıp kaçmakla uğraşmıştır.
trt belgesel`in savaşın efsaneleri serisinin 9.cu bölümü bu savaşla ilgilidir. kılıçlı, kalkanlı, baltalı savaş tarihi severlerine izlemelerini tavsiye ederim. yaklaşık 1 saat ve film tadında.
iskoç kralı robert bruceün savaş stratejisindeki uzmanlığı ve ingiliz kralı II. edwardın ise strateji bilgisinin çöp olması savaşın sonucuna en büyük etken olmuştur. robert bruce`ün az sayıda olan iskoç süvarilerini tam zamanında ingiliz okçularının üzerine yollaması ve ormanda sakladığı birlikleri tam zamanında savaşa sokması galibiyeti getirmiştir. Robert bruce hem verdiği komutalarla ordusunu yönetip hem de kendisi elinde baltayla meydanda savaşırken II. edward ise verdiği vasat komutaların ardından arka sırada sadece ordusunun yenilgisini izlemekle ve ordusu yenildikten sonra zar zor canını kurtarıp kaçmakla uğraşmıştır.
trt belgesel`in savaşın efsaneleri serisinin 9.cu bölümü bu savaşla ilgilidir. kılıçlı, kalkanlı, baltalı savaş tarihi severlerine izlemelerini tavsiye ederim. yaklaşık 1 saat ve film tadında.
japon değil, çin kökekenli bir oyundur. japonlar igo, çinliler weiqi (weyçi) derler. koreliler ise baduk der. batılılar oyunu japonlar üzerinden öğrendiği için go ismiyle meşhurdur ama oyunun kökeni japonlara değil çine dayanır. M. Ö 4.cü yüzyıla ait olan "Zuo Zhuan" isimli çin metninde de ismi geçer oyunun. japonların oyunla tanışması ms 7-8.ci yüzyıllardır , japon kaynaklarında da ismine ilk kez bu tarihlerde rastlanır. korelilerin ise oyunla ms 5.ci yüzyılda tanıştığı düşünülüyor. Ms 2.ci yüzyıla ait çin metinlerinde de oyundan bahsedilir.
en azından iyi bir ingilizcesi olmayan bir türkün öğrenemeyeceği bir oyun. belki parasıyla yüz-yüze öğreten 1-2 kişi vardır ama internetin türkçe altını-üstüne getirseniz de 1-2 çöp bilgi dışında birşey öğrenemeyeceksiniz. sadece oyunda alan elde edilir ve daha fazla alan kazanan oyunu kazanır, ko kuralı diye birşey var, intihar hamlesi yasak ve biraz zorlarsanız merdiven ve kıskaç gibi basit taş kazanma taktikleri ve iki göz denilen şeyi ve bu gibi 1-2 şey daha öğrenebilirsiniz o kadarcık. bu bilgilerle de go oynamaya kalkarsanız tokatı yersiniz, durumunuz tıpkı satrançta açılış diye birşey olduğunu ilk kez duyan ama satranç oynayan birisinin durumu gibi olur. yani taşların nasıl hareket ettiğini ve mat kavramını bilip satranç oynamaya kalkan birisi gibi. internet elosu (fide değil chess.com, lichess eloları) 400-700 olan satranç oyuncuları hangi seviyedeyseler türkçeyle go oyununda da maximum o seviyeye ulaşabilirsiniz. evet ingilizce aratırsanız youtube`da go oyunuyla ilgili de bir sürü taktikler, açılış teorileri bulabilirsiniz aynı satrançtaki gibi (satrançtaki sicilya, najdorf, sveshnikov, şah-hint ve sair gibi) ama türkçe en fazla en fazla ilk 2 hamlenin köşede yapılması gerektiğini bulabilirsiniz.
Bunun yüzde 80'ni heryıl zaten kürk için öldürüyorlar.
“Galata Kulesi’nden Üsküdar’a kanat takarak uçtuğu öne sürülen Hezarfen Ahmet Çelebi, sadece Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde anıldığı ve başka hiçbir kaynak tarafından doğrulanamadığı için efsaneden öte bir anlam taşımaz.”
Kaynak : Ekmeleddin ihsanoğlu, Halil inalcık, Yusuf Halaçoğlu - Osmanlı (12.ciltlik Külliyat).
Kaynak : Ekmeleddin ihsanoğlu, Halil inalcık, Yusuf Halaçoğlu - Osmanlı (12.ciltlik Külliyat).
Azerbaycanın bu yıl ermenistan işgalinden kurtardığı bir il.
Ermenistan işgalinden kurtarılan Cebrayıl idari yapısının 1979 yılı nüfus sayımına göre etnik yapısı :
Azerbaycanlı : 98,5% (42,415 kişi)
Rus : 1% (434 kişi)
Ermeni : 0,1% (41 kişi)
Lezgi : 0,1% (33 kişi)
Tatar : 0,1% (16 kişi)
Kaynak : http://www.ethno-kavkaz.narod.ru/rnazerbaijan.html
Ermenistan işgalinden kurtarılan Cebrayıl idari yapısının 1979 yılı nüfus sayımına göre etnik yapısı :
Azerbaycanlı : 98,5% (42,415 kişi)
Rus : 1% (434 kişi)
Ermeni : 0,1% (41 kişi)
Lezgi : 0,1% (33 kişi)
Tatar : 0,1% (16 kişi)
Kaynak : http://www.ethno-kavkaz.narod.ru/rnazerbaijan.html
Nutuk isimli kitabın kemalistler tarafından abartıldığı gerçeğidir. Sıradan bir hatırat kitabı ki piyasada buna benzer binlerce kitap var. Ama kemalistler öyle davranıyor ki sanki hatırat kitabı değil de adam smith'in ve marx'ın yanlışlarını açıklayan bir kitap olduğunu zannedersin.
Cengiz Hanın ailesinin anadilinin türkçe değil moğolca olduğunun kanıtlarından birisi olan yazıt.
2020de biraz azalmışlar.
Buhar-Hudat`lar
Buhar-Hudat hanedanı Samanilerden önce Buharayı yöneten hanedandır. 680 yıllarından başlayarak, Samani hükümdarı ismail b. Ahmed Buharayı kendi devletine katıncaya kadar iktidarları sürmüştür.
Etimoloji : Buhar-Hudat, Buhar-Hudah : Buharanın Kralı, Buharanın Sahibi demektir.
Buhar-Hudat hanedanının kuruluş tarihi net olarak bilinmiyor. 10.yüzyılda yaşamış Iranlı tarihçi Nerşahi bazı yöneticilerin isimlerini veriyor, fakat onların hepsinin aynı aileye mensup olup-olmadıkları bilinmemektedir. Nerşahi'nin ismini verdiği yöneticilerden ilki Abrai/Abarzi'dir. Nerşahinin verdiği bilgilere göre o zalim bir yönetici olmuş ve Kara-Cürcin isimli bir türk kralı tarafından devrilmişti. ismi verilen sonraki yönetici Kanadır. Kana Buharada kendi adına para darp ettirmesiyle biliniyor , fakat bazı çağdaş tarihçiler bu bilgiye şüpheyle yaklaşmaktadırlar. ismi verilen bir sonraki yönetici ise Makhdır. Buhar-Hudat ünvanıyla anılan ilk yöneticinin ismi Bindudur. Bindu 681 yılında Emevi komutanı Salm bin Ziyad tarafından arapların Maveraünnehire ilk akınları sırasında öldürüldü. Bindunun ölümünden sonra onun yerine oğlu Tuğşade geçti. Fakat, Tuğşade`nın yaşı az olduğu için gerçek yönetici rolünde onun "Hatun" unvanı taşıyan annesi bulunuyordu [1]. Onun devlet işleriyle ilgili soruşturmalar düzenlediği, yeni emirler ve yasaklar çıkardığı biliniyor. 676 yılında Onun Semerkantta arap saldırılarına yardım için birlik gönderdiği bilinmektedir [2].
706 yılında Buhara ve çevresindeki şehir ve kasabalarda bir iç savaş başladı. Vardana-Hudat olarak bilinen komşu Vardana hükümdarı bölgenin çoğunu ele geçirdi. Khunuk-Hudat ünvanlı diğer bir soğd lideri de durumdan faydalanarak Buhara soylularını kendi etrafında toplayarak kendisini Buhar-Hudat ilan etti. Aynı zamanda Horasanın yeni Emevi valisi Kuteybe bin Müslim, Buhara yakınlığında yerleşen Paykenti ele geçirdi. Şehir halkı ayaklandı ve bu ayaklanma araplar tarafından bastırıldı. Arapların Paykentte gösterdikleri gaddarlık Soğd dünyasında çok etkisi yarattı ve Khunuk yönetimi altındaki soylular Wardan-Hudat ile ittifaka yöneldiler. Fakat araplar ve soğdluların savaşı sırasında Wardan-Hudat öldürüldü ve bu Buhara-Vardana ittifakına ağır bir darbe vurdu. [3]
Buhara Kuteybe tarafından ele geçirildikten kısa bir süre sonra şehire arap garnizonu yerleştirildi ve 200.000 dirhem haraç tayin edildi. Aynı zamanda Semerkantı yöneten Tarhun isimli soğd hükümdarı da Emevi otoritesini kabul etti [4], [5], [6]. Toharistana yerleştikten sonra Kuteybe şehirin yönetimini Tuğşade`ye verdi, Khunuk ve destekçileri ise idam edildi.
712 yılında Buharada islamı yaymak için Kuteybe şehirin merkezine cami inşa etti ve yerli halkı ibadetlere katılmaya teşvik etmek için bunun karşılığında para ödedi. Fakat islamlaşma çok yavaş sürüyordu ve kendi çöküşlerine kadar Buhara yöneticilerinin hepsi Zerdüşti olarak kaldı [7], [8]. Tuğşada Emevilerden bağımsızlığını geri kazanmak istiyordu ve 718 yılında soğd yöneticilerine ve Tang imparatoruna elçiler göndererek onlardan araplara karşı yardım istedi [9]. 728 yılında Buharada araplara karşı isyan patlak verdi ve isyan bir yıl sonra bastırıldı.739 yılında Tuğşada dehkan soylu iki kızgın kişi tarafından öldürüldü ve yerine oğlu geçti.
750 yılında Emevi Hilafeti dağıldı ve yerine Abbasiler geçti. Buharada Şarih bin Şeyh liderliğinde yeni bir isyan başladı. Ebu Muslim Horasani isyanı yatırması bölgeye için Ziyad bin Salihin komutanlığı altında ordu yolladı fakat isyancılar arap ordusunu yendiler [10]. Fakat daha sonra yerli arap valisinin desteği ile araplar isyancıları yendiler. 750 yılında yerli vali Kuteybe (Tuğşadenin oğlu) öldürüldü ve yerine kardeşi Sakan geçti. 758 yılında Sakan öldürüldü ve yerine kardeşi Bünyat geçti. Bunyat da 783 yılında Haşim el-Mukanna`ya (https://tr.wikipedia.org/wiki/El-Mukanna) verdiği destek nedeniyle öldürüldü. Bünyat`tan sonraki Buhara yöneticileri hakkında yalnızca sonuncusu olan Ebu ishak ibrahim hakkında bilgi vardır, diğerleri hakkında elimizde bilgi mevcut değildir. 890lı yıllarda Buhara ismail bin Ahmed tarafından Samaniler devletine ilhak edildi.
DiN : Buharanın yöneticileri de dahil olmak üzere halkının çoğu Zerdüştilik dinine mensuptu. Bununla birlikte Nasturi Hrıstiyanlığın izleri de gözükmekteydi. Nerşahi, Buhar-Hudat`lar devrinde Buharda bulunan bir kiliseden bahseder.
[1] Gibb, H. A. R. (1923). The Arab Conquests in Central Asia. London: The Royal Asiatic Society. page 18.
[2] Robert G. Hoyland (2014). In Gods Path: The Arab Conquest and The Creation of an Islamic Empire. Oxford University Press. pp. 120–121.
[3] Gibb, H. A. R. (1923). The Arab Conquests in Central Asia. London: The Royal Asiatic Society. p.34-35
[4] Shaban, M. A. (1979). The 'Abbāsid Revolution. Cambridge: Cambridge University Press. p.65
[5] Bosworth, C. Edmund. "BUKHARA ii. From the Arab Invasions to the Mongols". Encyclopaedia Iranica, Vol. IV, Fasc. 5. London et al.: C. Edmund Bosworth. p.541
[6] Gibb, H. A. R. (1923). The Arab Conquests in Central Asia. London: The Royal Asiatic Society. 35-36
[7] Shaban, M. A. (1979). The 'Abbāsid Revolution. Cambridge: Cambridge University Press. p.67
[8] Wellhausen, Julius (1927). The Arab Kingdom and its Fall. Translated by Margaret Graham Weir. Calcutta: University of Calcutta. page.435
[9] Gibb, H. A. R. (1923). The Arab Conquests in Central Asia. London: The Royal Asiatic Society. page 60.
[10] B. A. Litvinsky, Ahmad Hasan Dani (1996). History of Civilizations of Central Asia: The crossroads of civilizations, A.D. 250 to 750. p.458
görsel
Görsel : Buhar-Hudat Khunuk adına basılmış para.
Buhar-Hudat hanedanı Samanilerden önce Buharayı yöneten hanedandır. 680 yıllarından başlayarak, Samani hükümdarı ismail b. Ahmed Buharayı kendi devletine katıncaya kadar iktidarları sürmüştür.
Etimoloji : Buhar-Hudat, Buhar-Hudah : Buharanın Kralı, Buharanın Sahibi demektir.
Buhar-Hudat hanedanının kuruluş tarihi net olarak bilinmiyor. 10.yüzyılda yaşamış Iranlı tarihçi Nerşahi bazı yöneticilerin isimlerini veriyor, fakat onların hepsinin aynı aileye mensup olup-olmadıkları bilinmemektedir. Nerşahi'nin ismini verdiği yöneticilerden ilki Abrai/Abarzi'dir. Nerşahinin verdiği bilgilere göre o zalim bir yönetici olmuş ve Kara-Cürcin isimli bir türk kralı tarafından devrilmişti. ismi verilen sonraki yönetici Kanadır. Kana Buharada kendi adına para darp ettirmesiyle biliniyor , fakat bazı çağdaş tarihçiler bu bilgiye şüpheyle yaklaşmaktadırlar. ismi verilen bir sonraki yönetici ise Makhdır. Buhar-Hudat ünvanıyla anılan ilk yöneticinin ismi Bindudur. Bindu 681 yılında Emevi komutanı Salm bin Ziyad tarafından arapların Maveraünnehire ilk akınları sırasında öldürüldü. Bindunun ölümünden sonra onun yerine oğlu Tuğşade geçti. Fakat, Tuğşade`nın yaşı az olduğu için gerçek yönetici rolünde onun "Hatun" unvanı taşıyan annesi bulunuyordu [1]. Onun devlet işleriyle ilgili soruşturmalar düzenlediği, yeni emirler ve yasaklar çıkardığı biliniyor. 676 yılında Onun Semerkantta arap saldırılarına yardım için birlik gönderdiği bilinmektedir [2].
706 yılında Buhara ve çevresindeki şehir ve kasabalarda bir iç savaş başladı. Vardana-Hudat olarak bilinen komşu Vardana hükümdarı bölgenin çoğunu ele geçirdi. Khunuk-Hudat ünvanlı diğer bir soğd lideri de durumdan faydalanarak Buhara soylularını kendi etrafında toplayarak kendisini Buhar-Hudat ilan etti. Aynı zamanda Horasanın yeni Emevi valisi Kuteybe bin Müslim, Buhara yakınlığında yerleşen Paykenti ele geçirdi. Şehir halkı ayaklandı ve bu ayaklanma araplar tarafından bastırıldı. Arapların Paykentte gösterdikleri gaddarlık Soğd dünyasında çok etkisi yarattı ve Khunuk yönetimi altındaki soylular Wardan-Hudat ile ittifaka yöneldiler. Fakat araplar ve soğdluların savaşı sırasında Wardan-Hudat öldürüldü ve bu Buhara-Vardana ittifakına ağır bir darbe vurdu. [3]
Buhara Kuteybe tarafından ele geçirildikten kısa bir süre sonra şehire arap garnizonu yerleştirildi ve 200.000 dirhem haraç tayin edildi. Aynı zamanda Semerkantı yöneten Tarhun isimli soğd hükümdarı da Emevi otoritesini kabul etti [4], [5], [6]. Toharistana yerleştikten sonra Kuteybe şehirin yönetimini Tuğşade`ye verdi, Khunuk ve destekçileri ise idam edildi.
712 yılında Buharada islamı yaymak için Kuteybe şehirin merkezine cami inşa etti ve yerli halkı ibadetlere katılmaya teşvik etmek için bunun karşılığında para ödedi. Fakat islamlaşma çok yavaş sürüyordu ve kendi çöküşlerine kadar Buhara yöneticilerinin hepsi Zerdüşti olarak kaldı [7], [8]. Tuğşada Emevilerden bağımsızlığını geri kazanmak istiyordu ve 718 yılında soğd yöneticilerine ve Tang imparatoruna elçiler göndererek onlardan araplara karşı yardım istedi [9]. 728 yılında Buharada araplara karşı isyan patlak verdi ve isyan bir yıl sonra bastırıldı.739 yılında Tuğşada dehkan soylu iki kızgın kişi tarafından öldürüldü ve yerine oğlu geçti.
750 yılında Emevi Hilafeti dağıldı ve yerine Abbasiler geçti. Buharada Şarih bin Şeyh liderliğinde yeni bir isyan başladı. Ebu Muslim Horasani isyanı yatırması bölgeye için Ziyad bin Salihin komutanlığı altında ordu yolladı fakat isyancılar arap ordusunu yendiler [10]. Fakat daha sonra yerli arap valisinin desteği ile araplar isyancıları yendiler. 750 yılında yerli vali Kuteybe (Tuğşadenin oğlu) öldürüldü ve yerine kardeşi Sakan geçti. 758 yılında Sakan öldürüldü ve yerine kardeşi Bünyat geçti. Bunyat da 783 yılında Haşim el-Mukanna`ya (https://tr.wikipedia.org/wiki/El-Mukanna) verdiği destek nedeniyle öldürüldü. Bünyat`tan sonraki Buhara yöneticileri hakkında yalnızca sonuncusu olan Ebu ishak ibrahim hakkında bilgi vardır, diğerleri hakkında elimizde bilgi mevcut değildir. 890lı yıllarda Buhara ismail bin Ahmed tarafından Samaniler devletine ilhak edildi.
DiN : Buharanın yöneticileri de dahil olmak üzere halkının çoğu Zerdüştilik dinine mensuptu. Bununla birlikte Nasturi Hrıstiyanlığın izleri de gözükmekteydi. Nerşahi, Buhar-Hudat`lar devrinde Buharda bulunan bir kiliseden bahseder.
[1] Gibb, H. A. R. (1923). The Arab Conquests in Central Asia. London: The Royal Asiatic Society. page 18.
[2] Robert G. Hoyland (2014). In Gods Path: The Arab Conquest and The Creation of an Islamic Empire. Oxford University Press. pp. 120–121.
[3] Gibb, H. A. R. (1923). The Arab Conquests in Central Asia. London: The Royal Asiatic Society. p.34-35
[4] Shaban, M. A. (1979). The 'Abbāsid Revolution. Cambridge: Cambridge University Press. p.65
[5] Bosworth, C. Edmund. "BUKHARA ii. From the Arab Invasions to the Mongols". Encyclopaedia Iranica, Vol. IV, Fasc. 5. London et al.: C. Edmund Bosworth. p.541
[6] Gibb, H. A. R. (1923). The Arab Conquests in Central Asia. London: The Royal Asiatic Society. 35-36
[7] Shaban, M. A. (1979). The 'Abbāsid Revolution. Cambridge: Cambridge University Press. p.67
[8] Wellhausen, Julius (1927). The Arab Kingdom and its Fall. Translated by Margaret Graham Weir. Calcutta: University of Calcutta. page.435
[9] Gibb, H. A. R. (1923). The Arab Conquests in Central Asia. London: The Royal Asiatic Society. page 60.
[10] B. A. Litvinsky, Ahmad Hasan Dani (1996). History of Civilizations of Central Asia: The crossroads of civilizations, A.D. 250 to 750. p.458
görsel
Görsel : Buhar-Hudat Khunuk adına basılmış para.
(resim:#1)
Merc-i Erdebil Savaşı
Merc-i Erdebil savaşı 7-9 aralık 730 yılında Güney Azerbaycanın Erdebil şehri civarında Hazarlarla Araplar arasında yaşanmış ve arapların ağır yenilgisiyle sonuçlanmıştır.
730 yılında Hazarlar 300 bin kişilik [1] orduyla Kağanın oğlu Barcik`in komutanlığıyla Emevilere karşı saldırıya geçtiler. Türkler (Hazarlar) Derbent, Deryal ve diğer geçitlerle Arran topraklarına sokuldular [2]. El-Cerrah [*] ordusunu Erdebile çekti ve orada bekledi. Hazarlar arap ordusunun yerini bir gürcü valisinden öğrendiler [3]. Hazar ve Emevi ordusu Araz nehri kıyısında Varsanda karşı-karşıya geldi, savaşta arap ordusu ağır yenilgiye uğratıldı ve el-Cerrah öldürüldü [4]. Tarihçi Agatiusa göre Araplar savaşta 20.000 kayıp ve bunun iki katı esir verdiler (muhtemelen Hazarların Erdebilde ele geçirdiği esirlerden de bahsediyor). Blankship avaşın 3 gün sürdüğünü diyor ve arap ordusunun sayını 25.000 olarak veriyor [5]. Hazarlar uzun kuşatmanın ardından Erbedil şehrini ele geçirdiler, şehirdeki erkekleri öldürüp, el-Cerrahın ailesi de dahil kadın ve çocukları esir alarak götürdüler [6]. Hazar ordusu Azerbaycanı dağıttıktan sonra şehirleri bir-bir ele geçirerek Musul ve Diyarbekire ulaştılar [7].
Gevond Hazarların baskını ile ilgili böyle yazıyor : "Onlar Hun toprağından. Çor geçitinden, Maskutlar toprağından geçerek Paytakaran (Kuzey Azerbaycanda bir yer) ülkesine baskın düzenlediler. Araz nehrini geçrek Azerbaycana (Iran Azerbaycanı-Tebriz) gittiler - Erdebil, Kandzak-Şahastani, Atşi-Bakuan isimli vilayeti, Saparat-Peroz ve Omerd-Peroz`u dağıttılar. [8]"
[1] Gevont, say. 71-72; Taberi, II, 1530-31; ibnül Esir, V, 118
[2] Tarihi Belamî say 517
[3] Tarihi Belamî say 516
[4] История Агван, стр. 261; Tarihi Taberi II, 1521; ez-Zehebi, sayfa. 56; ibn el-Esir, V, 118;
[5] Blankinship 1994, pp. 149–150.
[6] ibn -el-Esir; Feofan, sh. 626; Gevond, sh 72.
[7] ez-Zehebi, sayfa. 56-57; ibn-el-Esir, V.118
[8] Gevond sayfa 72
* el-Cerrah : Tam ismi Ebu Ubeyde el-Cerrah ibn Abdullah el Hakemi (arapça أبو عقبة الجراح بن عبد الله الحكمي). Arap komutanı. Azerbaycan, Ermenistan, Horasan, Basra, Sistan valiliği yapmıştır.
Merc-i Erdebil Savaşı
Merc-i Erdebil savaşı 7-9 aralık 730 yılında Güney Azerbaycanın Erdebil şehri civarında Hazarlarla Araplar arasında yaşanmış ve arapların ağır yenilgisiyle sonuçlanmıştır.
730 yılında Hazarlar 300 bin kişilik [1] orduyla Kağanın oğlu Barcik`in komutanlığıyla Emevilere karşı saldırıya geçtiler. Türkler (Hazarlar) Derbent, Deryal ve diğer geçitlerle Arran topraklarına sokuldular [2]. El-Cerrah [*] ordusunu Erdebile çekti ve orada bekledi. Hazarlar arap ordusunun yerini bir gürcü valisinden öğrendiler [3]. Hazar ve Emevi ordusu Araz nehri kıyısında Varsanda karşı-karşıya geldi, savaşta arap ordusu ağır yenilgiye uğratıldı ve el-Cerrah öldürüldü [4]. Tarihçi Agatiusa göre Araplar savaşta 20.000 kayıp ve bunun iki katı esir verdiler (muhtemelen Hazarların Erdebilde ele geçirdiği esirlerden de bahsediyor). Blankship avaşın 3 gün sürdüğünü diyor ve arap ordusunun sayını 25.000 olarak veriyor [5]. Hazarlar uzun kuşatmanın ardından Erbedil şehrini ele geçirdiler, şehirdeki erkekleri öldürüp, el-Cerrahın ailesi de dahil kadın ve çocukları esir alarak götürdüler [6]. Hazar ordusu Azerbaycanı dağıttıktan sonra şehirleri bir-bir ele geçirerek Musul ve Diyarbekire ulaştılar [7].
Gevond Hazarların baskını ile ilgili böyle yazıyor : "Onlar Hun toprağından. Çor geçitinden, Maskutlar toprağından geçerek Paytakaran (Kuzey Azerbaycanda bir yer) ülkesine baskın düzenlediler. Araz nehrini geçrek Azerbaycana (Iran Azerbaycanı-Tebriz) gittiler - Erdebil, Kandzak-Şahastani, Atşi-Bakuan isimli vilayeti, Saparat-Peroz ve Omerd-Peroz`u dağıttılar. [8]"
[1] Gevont, say. 71-72; Taberi, II, 1530-31; ibnül Esir, V, 118
[2] Tarihi Belamî say 517
[3] Tarihi Belamî say 516
[4] История Агван, стр. 261; Tarihi Taberi II, 1521; ez-Zehebi, sayfa. 56; ibn el-Esir, V, 118;
[5] Blankinship 1994, pp. 149–150.
[6] ibn -el-Esir; Feofan, sh. 626; Gevond, sh 72.
[7] ez-Zehebi, sayfa. 56-57; ibn-el-Esir, V.118
[8] Gevond sayfa 72
* el-Cerrah : Tam ismi Ebu Ubeyde el-Cerrah ibn Abdullah el Hakemi (arapça أبو عقبة الجراح بن عبد الله الحكمي). Arap komutanı. Azerbaycan, Ermenistan, Horasan, Basra, Sistan valiliği yapmıştır.
türk bir üst kimliktir neden isimlerini değiştirsinler ki ? türkmenler türk olmak için isimlerini türkistan mı yapmalılar aq? doğu türkistanın ismi uyguristan olursa türklükten çıkacaklar mı ?
görsel
1412 yılında karakoyunlu türkmenleri ile şirvanşah gürcistan muttefikleri arasında yaşanan savaştır (battle of chalagan). Savaşta muttefik birlikleri Karakoyunlular tarafından dağıtılmış, Gürcistan ve Şirvanşah kralları esir alınmıştır. şirvanşah kralı ibrahim para ödemek ve karakoyinluların vassalı olma şartları karşılığında serbest bırakılmış, gürcü kralı konstantin ise kara yusufun oğlu tarafından kafası kesilerek öldürülmüştür.
Savaşın Nedenleri :
1408 yılında Emir Timurun oğlu Miranşahı yenerek öldürdükten [1] sonra Kara Yusuf Azerbaycanın kontrölünü ele geçirmişti. Kara Yusufun Azerbayanı ele geçirmesi Celâyirli Sultan Ahmetle arasının bozulmasına neden oldu. Kara Yusufun Akkoyunlularla savaşta olmasını fırsat bilen Sultan Ahmet Tebrizdeki Karakoyunlu birliklerine saldırdı. Sultan Ahmet Tebrizi ele geçirmek için daha önce de buraya oğlu Keyumersi yollamış Şirvanşah I ibrahimden yardım istedi.
Bu sırada Erzincanda olan Kara Yusuf olaylardan haberdar olarak Tebrize Şirvanşah birliklerinden önce yetişti. 30 Ağustos 1410 yılında Tebriz civarında Kara Yusuf ve Sultan Ahmet arasında yaşanan savaşta Celayirliler ağır yenilgiye uğradılar. Elinden okla yara almış Sultan Ahmet Babaüddin Cülhan isimli bir Tebrizlinin bahçesinde saklandı, Babaüddin ise onu yakalayarak Kara Yusufa teslim etti. Sultan Ahmet, Kara Yusufun emri ile öldürüldü ve Celayirliler devletine son koyuldu.
Şirvanşah I ibrahim oğlu Keyumersi Şirvanşahlar ordusu ile birlikte Tebrize Sultan Ahmede yardım için göndermişti. Sultan AHmetin yenildiği gün Tebriz civarına yetişen Keyumers Karakoyunluların ani saldırısına uğrayarak esir alındı. Keyumers Kara Yusufun emri ile Erciş kalesinde hapse atıdlı. Şirvanşah ibrahim oğlunun serbest bırakılması için Kara Yusufa para teklif etti [2] [3], fakat Kara Yusuf Keyumersi para almadan Şirvanşah ibrahimden Karakoyunlulara tabi olmasını içeren bir mektupla serbest bırakarak babasına yolladı. ibrahim oğlunun Kara Yusufla antlaşarak kendisini devirmesinden şüphelenerek Keyumersi idam ettirdi [4] [5]
Savaş :
Keyumersin idamı haberini alan Kara Yusuf Tebrizden ayrılarak Karabağa yola çıktı, Şirvanşah ibrahime elçi yollayarak tabi olmasını taleb etti. Bağımsızlığını kaybetmek istemeyen ibrahim, Şeki hakimi Seyyid Ahmet Orlat ve Gürcistan kralı I Konstantinle ittifak kurarak 12 binlik süvari ile Kara Yusufun üzerine yürüdü.
Savaş 815 yılının Şaban ayında (1412 yılı Aralık ayı) yaşandı. Savaşın ilk bölümünde Şirvanşah ibrahimin birlikleri yenilerek geri çekildiler ve gürcü birlikleri ile birleştiler. Savaşı Gürcistan kralı I Konstantin devam ettirdi. Kısa sürede muttefik birlikleri Karakoyunlular tarafından kuşatılarak yenildiler, Ibrahim ve Kral Konstantin esir alındı [6]
Sonuç :
Gürcü Kralı I Konstantin,Konstantinin kardeşi, Şirvanşah ibrahim, ibrahimin kardeşi ve oğulları, çok sayıda gürcü ve şirvan soylusu ve askeri Karakoyunlular tarafından esir alınmıştı. Onların hepsi kelepçelenerek Kara Yusufun huzuruna getirildiler.
Kara Yusuf sıradan şirvan askerlerinin ücretsiz serbest bırakılmasını, gürcü askerlerin ise idam edilmesini emretti. Gürcistan Kralı I Konstanin kardeşi ile birlikte 300 gürcü soylusunun kellesi alındı. Kral Konstantini ise Kara Yusufun oğlu Pirbudak kendi elleriyle öldürdü [7] [8]. Şirvanşah ibrahim ve oğulları ise kelepçelenerek Tebrize hapishaneye götürülüdüler. Kara Yusuf ise Şamahı şehrini ve Şirvanın bazı köylerini yağmaladıktan sonra Tebrizi geri döndü. Karakoyunlular ganimet olarak Şirvandan kendileriyle 1 milyon baş hayvan (sığır, koyun) götürdüler [9][10]. Şirvanşah ibrahim ve Şirvan soyluları Karakoyunluların vassalı olmayı kabül ettikten ve büyük miktarda para ödedikten sonra serbest bırakıldılar [11] [12] [13].
[1] - Şeref han Bitlisi, Şerefname. II/100
[2] - Samerkandi, s194-195
[3] - Petrushevsky, s158
[4] - Mirkhond, s.294
[5] - Petrushevsky, s.159
[6] - Sara Aşurbeyli, Şirvanşahlar dövləti, Bakı, 2006, səh 356-359
[7] - Müneccimbaşı, s.171
[8] - Dorn, s.578
[9] - es Sehavi, s.188
[10] - З.M.Бyниятoв - Hoвыe мaтepиaлы, 3, c.63
[11] - Samerkandi s.234-236, 244
[12] - Şeref han Bitlisi, Şerefname.cilt 2 sayfa 101-102
[13] - Tarihi Cennabi, v.959b
1412 yılında karakoyunlu türkmenleri ile şirvanşah gürcistan muttefikleri arasında yaşanan savaştır (battle of chalagan). Savaşta muttefik birlikleri Karakoyunlular tarafından dağıtılmış, Gürcistan ve Şirvanşah kralları esir alınmıştır. şirvanşah kralı ibrahim para ödemek ve karakoyinluların vassalı olma şartları karşılığında serbest bırakılmış, gürcü kralı konstantin ise kara yusufun oğlu tarafından kafası kesilerek öldürülmüştür.
Savaşın Nedenleri :
1408 yılında Emir Timurun oğlu Miranşahı yenerek öldürdükten [1] sonra Kara Yusuf Azerbaycanın kontrölünü ele geçirmişti. Kara Yusufun Azerbayanı ele geçirmesi Celâyirli Sultan Ahmetle arasının bozulmasına neden oldu. Kara Yusufun Akkoyunlularla savaşta olmasını fırsat bilen Sultan Ahmet Tebrizdeki Karakoyunlu birliklerine saldırdı. Sultan Ahmet Tebrizi ele geçirmek için daha önce de buraya oğlu Keyumersi yollamış Şirvanşah I ibrahimden yardım istedi.
Bu sırada Erzincanda olan Kara Yusuf olaylardan haberdar olarak Tebrize Şirvanşah birliklerinden önce yetişti. 30 Ağustos 1410 yılında Tebriz civarında Kara Yusuf ve Sultan Ahmet arasında yaşanan savaşta Celayirliler ağır yenilgiye uğradılar. Elinden okla yara almış Sultan Ahmet Babaüddin Cülhan isimli bir Tebrizlinin bahçesinde saklandı, Babaüddin ise onu yakalayarak Kara Yusufa teslim etti. Sultan Ahmet, Kara Yusufun emri ile öldürüldü ve Celayirliler devletine son koyuldu.
Şirvanşah I ibrahim oğlu Keyumersi Şirvanşahlar ordusu ile birlikte Tebrize Sultan Ahmede yardım için göndermişti. Sultan AHmetin yenildiği gün Tebriz civarına yetişen Keyumers Karakoyunluların ani saldırısına uğrayarak esir alındı. Keyumers Kara Yusufun emri ile Erciş kalesinde hapse atıdlı. Şirvanşah ibrahim oğlunun serbest bırakılması için Kara Yusufa para teklif etti [2] [3], fakat Kara Yusuf Keyumersi para almadan Şirvanşah ibrahimden Karakoyunlulara tabi olmasını içeren bir mektupla serbest bırakarak babasına yolladı. ibrahim oğlunun Kara Yusufla antlaşarak kendisini devirmesinden şüphelenerek Keyumersi idam ettirdi [4] [5]
Savaş :
Keyumersin idamı haberini alan Kara Yusuf Tebrizden ayrılarak Karabağa yola çıktı, Şirvanşah ibrahime elçi yollayarak tabi olmasını taleb etti. Bağımsızlığını kaybetmek istemeyen ibrahim, Şeki hakimi Seyyid Ahmet Orlat ve Gürcistan kralı I Konstantinle ittifak kurarak 12 binlik süvari ile Kara Yusufun üzerine yürüdü.
Savaş 815 yılının Şaban ayında (1412 yılı Aralık ayı) yaşandı. Savaşın ilk bölümünde Şirvanşah ibrahimin birlikleri yenilerek geri çekildiler ve gürcü birlikleri ile birleştiler. Savaşı Gürcistan kralı I Konstantin devam ettirdi. Kısa sürede muttefik birlikleri Karakoyunlular tarafından kuşatılarak yenildiler, Ibrahim ve Kral Konstantin esir alındı [6]
Sonuç :
Gürcü Kralı I Konstantin,Konstantinin kardeşi, Şirvanşah ibrahim, ibrahimin kardeşi ve oğulları, çok sayıda gürcü ve şirvan soylusu ve askeri Karakoyunlular tarafından esir alınmıştı. Onların hepsi kelepçelenerek Kara Yusufun huzuruna getirildiler.
Kara Yusuf sıradan şirvan askerlerinin ücretsiz serbest bırakılmasını, gürcü askerlerin ise idam edilmesini emretti. Gürcistan Kralı I Konstanin kardeşi ile birlikte 300 gürcü soylusunun kellesi alındı. Kral Konstantini ise Kara Yusufun oğlu Pirbudak kendi elleriyle öldürdü [7] [8]. Şirvanşah ibrahim ve oğulları ise kelepçelenerek Tebrize hapishaneye götürülüdüler. Kara Yusuf ise Şamahı şehrini ve Şirvanın bazı köylerini yağmaladıktan sonra Tebrizi geri döndü. Karakoyunlular ganimet olarak Şirvandan kendileriyle 1 milyon baş hayvan (sığır, koyun) götürdüler [9][10]. Şirvanşah ibrahim ve Şirvan soyluları Karakoyunluların vassalı olmayı kabül ettikten ve büyük miktarda para ödedikten sonra serbest bırakıldılar [11] [12] [13].
[1] - Şeref han Bitlisi, Şerefname. II/100
[2] - Samerkandi, s194-195
[3] - Petrushevsky, s158
[4] - Mirkhond, s.294
[5] - Petrushevsky, s.159
[6] - Sara Aşurbeyli, Şirvanşahlar dövləti, Bakı, 2006, səh 356-359
[7] - Müneccimbaşı, s.171
[8] - Dorn, s.578
[9] - es Sehavi, s.188
[10] - З.M.Бyниятoв - Hoвыe мaтepиaлы, 3, c.63
[11] - Samerkandi s.234-236, 244
[12] - Şeref han Bitlisi, Şerefname.cilt 2 sayfa 101-102
[13] - Tarihi Cennabi, v.959b